Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan, 19 gün sonra dere yatağında, çuval içerisinde ve üzeri taş ve çalılıklarla kapatılmış cesedi bulunan Narin Güran cinayetine ait Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, arabasında Narin’e ilişkin DNA izleri bulunan amcası Salim Güran, 2 Eylül’de tutuklandı. 8 Eylül’de bulunan cansız vücudunun akabinde yürütülen soruşturmada, Narin’in çok sayıda akrabası gözaltına alındı. Şüphelilerden ortalarında annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve babasının amcasının kızı Birsen Güran’ın (19) da ortalarında olduğu 9 kuşkulu, tutuklandı.
2 Eylül’de tutuklanan amca Salim Güran, dün tutuklu bulunduğu cezaevinden adliyeye getirildi. Savcılık sözünde, Salim Güran, olay gününü yine anlatarak, “Narin’in kaybolduğu gün sabah erken kalkıp, tarlaya gittim. Sabah saat kaç olduğunu hatırlamıyorum. Tarlaya gittiğimde Mehmet Selim Atasoy, oğlu R.A. ve iki kızı vardı. Tarlada uzatma borularını getirip, boruları tarlaya serdim. Tarlaya gittikten sonra Çarıklı köyüne gittim. E.K.’yi aradım. Boruları o ayarlamıştı ve boruları arama atmıştı. Saati tam hatırlamıyorum. Lakin sabah saatleriydi. Boruları otomobil ile tarlaya getirmiştim. Boruları da tarlaya dağıttım. Boruları bıraktıktan sonra Çarıklı üst geçidinin oraya R.A. ile birlikte gidip, sıcak ekmek alıp, geri geldim. Tarlaya geldikten sonra Mehmet Selim’in iki kızı ve R.A. ile birlikte tarlanın üst kısmına gittik. Mehmet Selim de motosiklet ile geldi” dedi.
‘EVDE DURUP, DURMADIĞIMI HATIRLAMIYORUM’
Salim Güran, tabirinde şöyle devam etti: “Tavşantepe’nin oradaki sondaj kısmına gittik. Sondaj dediğim yer, mısır tarlasının orasıdır. Burada birlikte kahvaltı yaptık. Ondan sonra tekrar tıpkı bireyleri getirip, aşağı tarlaya getirdik. Sondaj bölgesine kahvaltı için gitmiştik. Kahvaltımızı orada yaparız. Çoğunlukla kahvaltıyı orada yaparız. Tarlada onlara yardım ettim. Kahvaltıdan sonra saat 08.00-09.00 sıralarında tarlada çalışmaya başladık. E.K.’yi saat 08.00’den evvel aramıştım. Tarlada R.A. ile suyu değiştirdik. Sonra babasının yanına gittik ve ona yardım ettik. Kahvaltıdan sonra boruları sermeye devam ettik. Burada işimiz bittikten sonra üst tekrar mısır tarlasına geldik. Tam olarak saati hatırlamıyorum. Sonra oğlum D. hariç öteki çocuklarımı alarak Diyarbakır vilayet merkezinde bulunan Bağlar ilçesindeki Sağlık Ocağı Çarşısı’na çocuklarımla gittim. Burada çocuklarıma elbise aldım. Çocuklar beğenene kadar burada kaldık. Saati hatırlamıyorum. Lakin öğlenden sonraydı. Sonra tekrar köye geldik. Yolda Çarıklı’nın karşısındaki polis noktasının karşısındaki istasyondan yakıt aldım. Nakit ödedim, fiş verilip verilmediğini hatırlamıyorum. Fiş verilmişse arabadadır. Sonra köye gelip, çocukları meskene bıraktım. Konutta durup, durmadığımı hatırlamıyorum.”
‘HİÇ SAATE BAKMADIM, BU OLAYLAR ÖĞLENDEN SONRA OLMUŞTU’
Salim Güran, sözünde, “H.G.’nin meskeninin kapısına geldim. Burada 5-10 dakika durduktan sonra tekrar sondajın oradaki tarlaya gittim. Oradayken elektrikçiler geldi. Yanıma gelip, ‘Amcanın oğlu Mehmet Şerif Güran burada değil, bizimle gel, trafosuna gidelim’ dediler. Bu şahıslarla telefonla konuşmadım. Direkt yanıma gelmişlerdi. Bu şahıslar, komşum olan amcamın oğlu Mehmet Şerif Güran’ı arıyordu. Onun tarlasında işleri olduğunu ve kendileri ile gitmemi söyleyince ben de kendileri ile Mehmet Şerif Güran’ın tarlasına gittim. Onların arabası ile tarlaya gittik. Orada otomobil ile bir yere kadar gittik, sonrasında yaya olarak pamuk tarlasından yürüyerek gittik. Pamuk tarlasında yolda yürürken Mehmet Şerif’i telefonla arayıp, ‘Pamuğa kurt düşmüş’, sonra tekrar arayıp, ‘Pamukta sinek var’ dedim. Kendisini tarlasındayken bu formda birkaç sefer arayıp, onunla konuştuk. Mehmet Şerif, benim amcamın oğludur. Bu şahıslar trafoya çıktılar. Elektrikçi olan H., bir ot topluyordu. Pişirip yenilen otları topluyordu. Bana, ‘Bir uzun tahta lazım’ dediler. Yeniden onlarla sondajın oraya dönüp, tahta ayarladık. Sonra onlar tahta ile döndüler. Tarlamda kaldım ve mısırın başına gittim. Hiç saate bakmadım. Bu olaylar öğlenden sonra olmuştu. Tarlamın başına gelirken Mehmet Selim Atasoy’un iki kızını gördüm. ‘Motosiklet ile kızları götürelim’ dediler. Ben de ‘Araba ile götüreyim’ dedim. R.A. ve iki kız kardeşi, benim otomobilime bindiler. Onları köylerine götürdüm. Köyde kapılarına gittiğimizde anneleri, bize soğuk su verdi. Orada küçük bir kızları vardı. R.A. onu kucağında alıp, sevdi. Ben de kızı sevdim. Sonra ben ve R.A., tekrardan otomobil ile tarlaya döndük” dedi.
SORULARA KARŞI SALİM GÜRAN’IN CEVAPLARI
*Nevzat Bahtiyar’ı tanıyor musun?
-Kendisi benim arkadaşım olur. Aramız düzgündür, köylümüz olur.
*R.A.’dan (Tutuklanan işçisi) alınan 12 Eylül’deki sözü, soruldu:
-Saatleri tam hatırlayamamakla birlikte belirtmiş olduğunuz 14.30-20.00 saatleri ortasında R.A. ile farklı başka vakitlerde birlikte olduğumuz hususu doğrudur.
*Nevzat Bahtiyar’ın alınan tüm tabiri ve yer gösterme süreci soruldu:
-Nevzat Bahtiyar’ın aleyhime söylemiş olduğu tüm konular palavradır. Mutlaka olay günü Nevzat’a seslenmedim. Nevzat’ı sormuş olduğunuz 15.00-16.00 saatleri ortasında katiyen görmedim. Yalnızca saat 20.00’dan sonra köyün içine meskenime hakikat ilerlerken bir kalabalığın içerisinde gördüm. Bunun haricinde katiyetle söylemiş olduğu olay gerçekleşmemiştir. Bu beyanlarını kabul etmiyorum. Yeğenim olan Narin Güran’ı öldürerek cesedini otomobilime yükledikten sonra kendisine teslim etmedim. Nevzat’a ‘Arifin kızını öldürmüşüm’ demedim. Hasebiyle aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum.
*Olay günü Nevzat Bahtiyar’ın sizi aradığında tarlada olduğunuzu ve devamındaki süreçte saat 20.00’e kadar Nevzat Bahtiyar ile hiç görüşmediğinizi söylemenize rağmen alınan HTS tahlillerinde olay günü saat 15.21 ile 15.46 saatleri ortasında Nevzat Bahtiyar’ın beyanı ile uyumlu, birlikte olduğunuz anlaşılmıştır. Salim Güran’a bu çelişki de soruldu:
-Olay günü Nevzat Bahtiyar ile katiyetle görüşmedim. Baz tahlilleri yanlıştır. Bu hususu da kabul etmiyorum.
*Melike Güran ile Birsen Güran’ın alınan tabirlerinde, olayın ertesinde Narin Güran’ı kendi ikametinde, hangi saat aralığında geldiğine ait kendi ortalarında konuşurken bunu duyan Salim Güran’ın kendilerine saat 17.40’ta gördüklerini kolluk görevlilerine iletmemizi istediği beyanı da soruldu:
-Kesinlikle bu türlü bir şey söylemedim. Bu beyanlar, palavradır.
*21/08/2024 günü saat 18.38’de R.A. ile yapmış olduğunuz görüşme içeriği okundu ve soruldu:
-Bahsetmiş olduğunuz görüşme içeriğini hatırladım. Mısır yerinin sulamasını yaparken kullandığım trafonun elektriğini bazen kaçak yapmak için bir alet kullanıyordum. Olay günü de o aleti, R.A.’yı bırakmış olduğum taş tabanından alması için aradım. Görüşme içeriği büsbütün bununla alakalıdır. Narin’in mevti ile rastgele bir ilgisi yoktur.
*Sizden ele geçirilen cep telefonuna ait yapılan Dijital Gereç İnceleme Raporu’nda 23 Ağustos gününden evvelki tüm olağan arama ve WhatAapp arama kayıtlarını sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme gereksinimi duydunuz. Buna ait diyecekleri soruldu:
-Hayat bayanları ile görüşme sağladığımdan ve bu konunun açığa çıkmaması ismine bu kayıtları sildim. Ayrıca bir gayem yoktur. Zira daima telefonumda bulunan dijital dataları siliyorum. Narin’in vefatına ait rastgele bir kanıtı yok etme hedefi taşımıyorum.
*Ailenin birçok üyesinin 21 Ağustos gününe ait telefonunda bulunan arama, iletileşme, WhatsApp kayıtlarını sildikleri tespit edilmiştir. Neden bu türlü bir şey yapma muhtaçlığı hissetmişlerdir. Bu hususu açıklayınız?
-Benim aile üyelerimin neden bu bilgileri sildiklerini bilmiyorum. Narin’in vefatına ait rastgele bir kanıtı yok etme gayesi taşıdığını düşünmüyorum.
*Aracınızda Narin’in DNA örneklerini içeren kalıntıların bulunduğu hususu soruldu:
– Araç benim adıma değildir. Kardeşim Fuat’a aittir. Benim aracım kazalı olduğundan bu aracı kullanmaktayım. Aracın kapıları ve camları, daima açıktır. Çocuklar, daima otomobile binerler.
*HTS çalışmalarında Fuat Güran’ın 03 Temmuz tarihinden itibaren Van vilayetinde olduğu, yeniden evrak ortasında bulunan kolluk tarafından tutulan araştırma tutanağında Fuat Güran’a ilişkin olan ve içerisinde Narin Güran’a ilişkin DNA örnekleri bulunan aracı sizin kullandığınız tespit edildi. Bu konuda diyecekleri soruldu:
– Fuat’ın aracını, aracım kaza yaptıktan sonra kullanmaya başladım. Narin’in kaybolduğu günden yaklaşık 7-8 gün evvel bu aracı kullanmaya başladım.
*Nevzat Bahtiyar alınan sözünde, Yüksel Güran ve Maşallah Güran ile aranızda bağlantı olabileceğini beyan etmiştir. Bu konuda diyecekleri soruldu:
-Böyle bir şey katiyetle yoktur.
*Yine soruşturma belgesi içeriğine giren son raporda sizin aracın sağ art kapısının iç kısmında Narin Güran’a ilişkin DNA profili bulunmuştur. Bu konuda diyecekleri soruldu:
-Yukarıda da belirttiğim üzere aracın kapıları ve camları daima açıktır. Çocuklar daima otomobile binerler.
*İfadenizde kendi çocuklarınızın ve ailenin başka bireylerinin çocuklarının araçlara daima bindiklerini beyan etmenize rağmen ayrıca bir çocuğun değil de Narin Güran’ın DNA profilinin çıkması konusuna ait beyanlarda bulununuz:
-Daha evvel üstte da anlattığım üzere benim aracıma farklı farklı çocuklar biner. Neden yalnızca Narin’in DNA’sının çıktığına ait rastgele bir diyeceğim yoktur.
*Mehmet Selim ve R.A.’nın sözlerinde belirtmiş olduğu olay günü kendisi ile oğlu R.A.’nın yalnızca tarlada bulunduğunu, olay günü değil de olaydan 2 gün evvel Salim’in kızlarını köydeki meskenlerine götürdüğü beyanlarına karşılık diyecekleri soruldu:
-Bu beyanı kabul etmiyorum. Olay günü kızları da tarladaydı. Kızlarını olay günü konuta götürmüştüm.
*21 Ağustos’ta 18.59’da okulun önünden geçtiğinin kamera kayıtlarından tespit edildiği hususu kendisine soruldu:
-O yolu kullanırım. Otomobil ile M.’yi bırakmıştım. M. okulun önünden yürüyerek geçmiş olabilir. Otomobil ile üst kısma gitmiştim. M., ‘Baba ben de gelmek istiyorum’ dediği için onu otomobile almıştım. Bu sırada Mehmet Selim Atasoy, beni telefonla arayıp, ‘Yolda ileri geri giden kuşkulu bir araç var’ demesinin üzerine M.’yi H. amcasının konutunun önünde bırakıp, süratlice kuşkulu aracın olduğu yere gittim. Kelam konusu kameranın önünden geçme nedenim de budur.
*Mehmet Selim Atasoy’un en son 18:27’de kendisini aradığı hususu hatırlatılarak soruldu:
-Mehmet Selim’in beni aradığını hatırlıyorum.
*Olay günü sabah Mehmet Selim Atasoy ile saat 07.00 ve 08.37’de yaptığınız görüşmenin içeriği nedir?
– Fıskiye ve uzatma boruları ile ilgili konuştuk.
*Olay günü sabah R.A. ile saat 08.33’te yaptığınız görüşmenin içeriği nedir?
-Ne için konuştuğumu hatırlamıyorum.
*Olay günü Nevzat Bahtiyar ile saat 15.08’de yaptığınız görüşmenin içeriği nedir?
-Kendi köylüm olur. Kendisi içme suyunun az geldiğini söylemek için aramıştı. O sebeple konuşmuştuk.
*Olay günü Mehmet Şerif Güran ile saat 16.43, 16.56, 16.59, 17.03’te yaptığınız görüşmenin içeriği nedir?
-Mehmet Şerif ile pamuğa giren kurtlara ait konuşmalardır. Bir de elektrikçiler için konuştuk.
*İfadenizde elektrikçinin sizi aramadan sabah saatlerinde yanınıza geldiğini ve bu sırada Mehmet Şerif Güran’ın tarlasına birlikte gittiğinizi ve bu sırada Mehmet Şerif Güran ile pamuk tarlasındaki kurtçuklularla ilgili konuştuğunuzu beyan ettiniz. Lakin saat 11.04’te elektrikçi ile telefonda konuştuğunuz ve elektrikçinin köyünüzde olduğu, lakin Mehmet Şerif Güran’ı saat 16.43’te aradığınız karşısında diyecekleriniz nelerdir?
-Elektrikçi geldiğinde de Mehmet Şerif ile konuştuğumu hatırlıyorum. Tüm konuşmalarım tarladaki kurtçuklarla ilgilidir. Ayrıyeten ortamızda tapu sorunu vardır. Konuşmanın bununla ait olduğunu da kestirim ediyorum fakat konuşmayı hatırlamıyorum.
*Olay günü Mehmet Selim Atasoy ile saat 17.26-18.27’le yaptığınız görüşmenin içeriği nedir?
Mehmet Selim ile tarlayla ilgili konuştuk. Konuşmalar sırasında nerede olduğunu bilmiyorum. Lakin köyde olması gerekmektedir. Konutta değildi. 17.26’daki konuşmamız tarla ile ilgili olabilir. Onlarla zati yalnızca tarla ile ilgili konuşurum. 18.27’deki yapmış olduğum görüşme de kamera önünden geçmeden evvelki yapılan görüşmeydi. Bu aramada kuşkulu bir aracın ileri geri gidip geldiğini söylemesi üzerine süratlice aracın bulunduğu istikamete gittiğim konuşmadır.
*Olay günü R.A. ile saat 18.37, 18.42, 18.51, 18.54’te yaptığınız görüşmenin içeriği nedir?
-Şüpheli araç Tavşantepe’yi geçtikten sonra sağ taraftaki yerdeydi. Beyaz renkli araçtı. Aracı gördükten sonra yeniden sondajın yanına gittim. Tüm konuşmalar, bu araç ile ilgiliydi. R.A.’nın babası beni arayıp, durumu bildirmesine karşın babasına ulaşamadığım için R.A.’yı aramıştım. Bu konuşmaların içeriğini hatırlamıyorum. Beyaz otomobilin olduğu mevzu, tarlama da yakın olduğu için oradan yanlarına geçtim. Birkaç dakika konuştuktan sonra az ileride bulunan sondajın yanına geçtim. Sonra da kızım arayıp, Narin’in kaybolduğu haberini verene kadar orada kaldım.
Çelişkilerin sorulması üzerine de Salim Güran, “Nereye gittiğimi, ne yaptığımı üstte beyan ettim. Bu konuda diyeceğim bir şey yoktur” dedi.
*Fuat’ın ismine tescilli fakat sizin kullandığınız araca Narin Güran biner miydi?
-Oğlum D., annesi ve çocukları araca bindirip, sağlık ocağı üzere yerlere götürürdü. Aracım eski bir araçtır. Bu aracın hiçbir vakit kapılarını kilitlemem. Konutumun önünde bu aracın kapıları, her vakit açıktır. Narin’in araca bindiğini görmedim. Benim çocuklarımın dışında araca binen çocukları da görmedim. Fakat konutta bulunduğum sırada araca kim biner, kim binmez; bilmiyorum. Benim Narin Güran’ın vefatına ait uzaktan ve yakından alakam yoktur. Kimin Narin Güran’ı öldürdüğünü bilmiyorum ve neden öldürüldüğünü de bilmiyorum. Çiftçilik ile uğraşan kendi halinde bir adamım. Yeğenimin vefatı, hepimizi çok sarstı. Nevzat ile üstte da belirtmiş olduğum üzere samimi arkadaşız ancak aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum. Yeniden belirtmek gerekirse, üzerime atılı suçlamayı mutlaka kabul etmiyorum. Ekleyeceğim ayrıca bir konu yoktur. Salim Güran, tabir süreçlerinin akabinde tekrar cezaevine gönderildi.
BİRSEN GÜRAN: ONA İNANARAK O HALDE TABİR VERDİM
Diğer yandan Birsen Güran, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki tabirinde, olay günü Narin’in saat 14.00’te meskenlerinin kapısını çaldığını, kuzenleri H. ve F.’yi sorduğunu belirtti. Birsen Güran, tabirinde, “Çoğu kişi, Narin’i görüp görmediğimi bana soruyordu. Ben de Narin’in kaybolduğu gün gördüğümü söyledim. M. ile bu mevzuyu konuştuğumuzda Salim Güran bizi dinledi. ‘17.40’ta gördüğünüzü söyleyin’ dedi. Salim, bana ‘Saati değiştirirsen, senin başın yanar’ dedi. Problem çıkacağını düşündüğüm için birinci söylediğim saati değiştirmek istemedim. Ona inanarak, o biçimde söz verdim. Salim’in son günlerde söylenenler ile gerçek yüzünü öğrenince ‘Acaba saati hatırlamadım mı’ diye düşündüm. Hatta bu mevzuyu M. ve annem ile de konuştum. Her gün annem ve M. ile bu saati konuşuyorduk” dedi.